En Kral TM/C
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

En Kral TM/C

GAZİ ANADOLU LİSESİ 11 TM-C
 
AnasayfaGaleriLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Ünlü Matematikçilerin Hayatlari

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
TRANCE07
Admin
TRANCE07


Erkek
Mesaj Sayısı : 128
Yaş : 33
Nerden : antalya
Kayıt tarihi : 17/09/08

Ünlü Matematikçilerin Hayatlari Empty
MesajKonu: Ünlü Matematikçilerin Hayatlari   Ünlü Matematikçilerin Hayatlari Icon_minitimeCuma Eyl. 19, 2008 8:40 pm

Charles Proteus Steinmetz ( 9 Nisan, 1865– 26 Ekim, 1923), Amerikalı Matematikçi ve Elektrik Mühendisi.(asıl adı Karl August Rudolf Steinmetz'dir)

Mühendisler için matematiksel teoriler üreterek, Amerikadaki elektrik güç endüstrisinin gelişmesini mümkün kılan alternatif akımın gelişmesine yaptığı katkılarla adını duyurdu. Elektrik motorlarının endüstride en iyi biçimde kullanımı amacıyla ortaya attığı histeriziz (ardıl işlem)in anlaşılması çığır açan bir olaydır.

Prusya'da doğdu. Dedesi ve babası gibi cücelik, kamburluk ve displazi rahatsızlığı vardı. Lise çağlarında fizik ve matematik üzerine maharetleri öğretmenlerini şaşırtmıştı.

Wrocław Üniversitesine gitti. 1888 yılında doktorasını vermek üzere iken Alman polisi tarafından soruşturulmaya başlandı. Zürih'e kaçarak muhtemel bir tutuklanmadan kurtuldu. Oradan da 1889'da göçmen olarak ABD'ye gitti. Rudolf Eickemeyer'in yanında çalıştı ve kısa bir süre içinde "Manyetik Histerizizin Alanı"nı yayınladı. Eickemeyer'in şirketi, 1893 yılında General Electric şirketi tarafından satın alınana kadar elektrik enerjisinin mekanik ve elektrik cihazlarda kullanımını kolaylaştırmak için transformatörleri geliştirerek bir çok tasarım yaptı ve patent aldı.

Aynı yıl, alternetif akımın matematiğini açıklayan en önemli makalesini yayınladı.

1894 yılında General Electric şirketinin Hesaplama Departmanı Başkanlığına getirildi


John von Neumann Amerikalı matematikçi ve bilgisayar bilimcisi (1903 - 1957)

1921 yılından 1923 yılına kadar Berlin Üniversitesinde kimya tahsili gördü. İki yıl sonra İsviçre'de Teknik Yüksek Okulu'ndan kimya mühendisliği diploması aldı. Nihayet 1926 yılında Budapeşte Üniversitesi'nden matematik doktorası aldı. Budapeşte'deki çalışmalarını bitirir bitirmez, genç matematikçiye Göttingen Üniversitesi'nde Rockofeller bursu verilmişti. Burada, 23 yaşındayken ilk şaheser eseri "Kuantum Mekaniğinin Matematik Temelleri"ni yayınladı.

Bu eser bütün atom ve nükleer fiziğin üzerine kurulduğu Kuantum Teorisi anlayışı için çok önemliydi. Gene o yıllarda von Neumann Berlin Üniversitesi'nde ilk öğretim üyeliğini kabul etti.

John von Neumann Berlin'de iken poker oyununu incelemeye başladı. Özellikle bu oyun onun ilgisini çekmişti, çünkü bu oyunla sadece şans faktörü değil aynı zamanda oyuncunun strateji meselesi de işe karışıyordu. Böyle bir oyun matematik terimleriyle tarif edilebilir miydi? Genç matematikçi işe girişti! Birkaç ay içinde matematik incelemelerine yeni bir saha getiren "Oyunlar Teorisi"ni geliştirdi. Bu yaklaşımı sadece şans ve strateji oyunlarına değil , aynı zamanda ekonomi, askeri strateji ve sosyoloji gibi önemli alanlara da uygulandı. "Oyunlar teorisi" Von Neumann yalnızca yirmi beş yaşında iken, matematiksel bir sanat eseri olarak kabul edildi. 1930 yılında Princeton'un bir yıllık ders teklifini kabul etti ve 1931 yılında burada kalmaya karar verdi. Burada da Berlin'de olduğu gibi farklı öğretim metotları ile öğrenci ve profesörlerin ilgisini çekmiştir. 1933 yılında von Neumann, Princeton'da araştırmacılar için yeni açılan uluslararası bir merkez olan İleri Araştırmalar Enstitüsü'nde profesör olması çağrısı aldı. Orada birkaç yıl matematik araştırmalarına derinlemesine daldı.

2.Dünya savaşına uzanan yıllarda ve savaş süresince von Neumann, askeriye için çalışmıştır. Kendisi burada askeriye için ilk elektronik hesaplayıcı olan "ENIAC" ı 1945'te savaş sona erene kadar tamamlamıştı. Ayrıca burada 1957'de kanserden ölümüne sebep olan radyasyon hastalığı ile temas ettiği tahmin ediliyor. Savaştan sonra bir matematikçi (kendi türü bir matematikçi) ile yaşantısını sürdürmeye devam etti.

Uzun araştırmalar sonucu onun harika makinesi "MANIAC" (Matematiksel Analizci, Nümerik Integralci ve Computer), insanların hizmetine hazırdı. Öyle ki bu makina önceleri birkaç yıl alan bir problemi bir saatte tamamlıyabiliyordu. NORC (Noval Ordinanse Research Computer - Askeri Düzeni Araştırma Bilgisayarı) von Neumann 'ın ikinci bilgisayarıydı. Bu hünerli makina yirmidört saatlik bir hava tahminini birkaç dakikalık zamanda verebiliyor, yerkürenin özü hakkında bilgi kaydedebiliyordu. Atlantik ve Pasifik Okyanusları'nın med ve cezir hareketlerini hesaplayabiliyor ve askeri manevra problemlerini çözebiliyordu. 1953 yılında, Amerikan güdümlü mermi programına paha biçmeye çalışan bilim adamları ve askeri liderler komisyonuna başkan atandı. Onun başkanlığında Kıtalararası Balistik Güdümlü Mermi (ICBM) projesi üzerinde çalışmaya başladı.

1954 yılında von Neumann en büyük düzeyde olan Atom Enerjisi Komisyonu 'na atandı ve burada hücre otomata teorisi üzerine kanserden öldüğü 1957 yılına değin çalışmalarına devam ederek miras olarak geriye bugün hayatımızın ihtiyaçlarını karşılayan teorileri ve kavramları bıraktı. Von Neumann'ın olağanüstü başarıları yeniden gözden geçirilirse, bunların insan aklının ürünü olduğuna inanmak imkansız gibi görünür. Fizikçi Hans Bethe'nin sözleri Von Neumann'ın dehasını belki de en iyi biçimde açıklar. Şöyle yazmıştır: "O farklı bilgileri, insanları bir araya getirip şaşırtıcı ürünler üretebilen korku verici bir kabiliyete sahipti. Zaman zaman von Neumann gibi bir beynin insanoğlundan üstün bir tür olup olmadığını merak etmekteyim."


Donald Ervin Knuth (d. 10 Ocak 1938) tanınmış bir bilgisayar bilimcidir. en:The Art of Computer Programming serisinin yazarıdır. Algoritma analizi konusunda önemli çalışmaları vardır ve Büyük O gösteriminin yaygınlaşmasını sağlayanlardandır. Teorik bilgisayar bilimine yaptığı katkıların yanında, en:TeX bilgisayarlı dizgi sistemini ve ona bağlı en:METAFONT yazıtipi tanımlama dilini geliştirmiştir.


Kurt Gödel (28 Nisan, 1906 - 14 Ocak, 1978), mantıkçı, matematikçi ve matematik felsefecisidir. Kendi ismiyle anılan Gödel'in Eksiklik Teoremi ile tanınır.

Teoremlerinde tam sayı aritmetiğini içerecek kadar karmaşık herhangi bir sistemin içinde, sistemin aksiyomlarından yola çıkarak doğruluğu veya yanlışlığı kanıtlanamayacak önermeler bulunacağını ispatlamıştır. Bunun için ise Gödel numaralandırması ismi verilen bir metod geliştirmiştir. Meşhur teoremini Viyana Üniversitesindeki doktora çalışması sırasında 1931 yılında ispatlamış, bununla 20. yüzyıl matematiğinin yönünü değiştirmiştir.

1940'larda Princeton Üniversitesi İleri Araştırmalar Enstitüsünde Kurt Gödel, Einstein’ın kütle çekimi alanı denklemlerine, ekseni etrafında dönen bir evreni tanımlayan bir çözüm getirdi. Evrenin dönüşü ışığı (ve dolayısıyla cisimler arsındaki nedensellik bağlarını da) birlikte sürükleyecekti. Dolayısıyla maddi cisimde, ışık hızını aşmaya gerek kalmaksızın uzayda ve zamanda kapalı bir halka çizecekti. Gödel’in modeli, zamanda geriye gitmenin görelilik kuramınca yasaklanmadığını ortaya koydu. Kurt Gödel, Einstein'ın alan denklemlerini kullanarak, bir evren modeli tasarladı. Tasarım Einstein'ınkine benziyordu ama Gödel'in yaklaşımında kozmolojik sabitlere negatif bir değer veriliyordu. Einstein da kuramının bazı durumlarda geçmişe yolculuğa izin verdiği düşüncesinden rahatsızlık duyduğunu ifade etmiştir. Yalnız Gödel'in bu modeli gökbilimcilerin gözlemlediği kütleçekimsel kızıla kayma tarafından yanlışlanmaktadır.

İçine kapanık bir kişiliği olan Gödel, son yıllarında zehirleneceği paranoyasına kapılarak hiçbir şey yememeye başlamış, bunun sonucunda beslenme eksikliğinden 14 Ocak 1978'de Princeton'da ölü bulunduğunda cenin pozisyonundaydı ve sadece 29.5 kiloydu.

Kurt Gödel (28 Nisan, 1906 - 14 Ocak, 1978), mantıkçı, matematikçi ve matematik felsefecisidir. Kendi ismiyle anılan Gödel'in Eksiklik Teoremi ile tanınır.

Teoremlerinde tam sayı aritmetiğini içerecek kadar karmaşık herhangi bir sistemin içinde, sistemin aksiyomlarından yola çıkarak doğruluğu veya yanlışlığı kanıtlanamayacak önermeler bulunacağını ispatlamıştır. Bunun için ise Gödel numaralandırması ismi verilen bir metod geliştirmiştir. Meşhur teoremini Viyana Üniversitesindeki doktora çalışması sırasında 1931 yılında ispatlamış, bununla 20. yüzyıl matematiğinin yönünü değiştirmiştir.

1940'larda Princeton Üniversitesi İleri Araştırmalar Enstitüsünde Kurt Gödel, Einstein’ın kütle çekimi alanı denklemlerine, ekseni etrafında dönen bir evreni tanımlayan bir çözüm getirdi. Evrenin dönüşü ışığı (ve dolayısıyla cisimler arsındaki nedensellik bağlarını da) birlikte sürükleyecekti. Dolayısıyla maddi cisimde, ışık hızını aşmaya gerek kalmaksızın uzayda ve zamanda kapalı bir halka çizecekti. Gödel’in modeli, zamanda geriye gitmenin görelilik kuramınca yasaklanmadığını ortaya koydu. Kurt Gödel, Einstein'ın alan denklemlerini kullanarak, bir evren modeli tasarladı. Tasarım Einstein'ınkine benziyordu ama Gödel'in yaklaşımında kozmolojik sabitlere negatif bir değer veriliyordu. Einstein da kuramının bazı durumlarda geçmişe yolculuğa izin verdiği düşüncesinden rahatsızlık duyduğunu ifade etmiştir. Yalnız Gödel'in bu modeli gökbilimcilerin gözlemlediği kütleçekimsel kızıla kayma tarafından yanlışlanmaktadır.

İçine kapanık bir kişiliği olan Gödel, son yıllarında zehirleneceği paranoyasına kapılarak hiçbir şey yememeye başlamış, bunun sonucunda beslenme eksikliğinden 14 Ocak 1978'de Princeton'da ölü bulunduğunda cenin pozisyonundaydı ve sadece 29.5 kiloydu.


Leonidas Alaoğlu, (19 Mart 1914 – Ağustos 1981) Yunan asıllı Kanadalı matematikçi. Red Deer, Alberta doğumludur. Doktorasını 1934 yılında, 24 yaşındayken, Chicago Universitesi'nden almıştır.

Önemli teoremlerinden bazıları:

* Banach-Alaoglu Teoremi,
* Bourbaki-Alaoğlu Teoremi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://efsane-tmc.forummum.com
TRANCE07
Admin
TRANCE07


Erkek
Mesaj Sayısı : 128
Yaş : 33
Nerden : antalya
Kayıt tarihi : 17/09/08

Ünlü Matematikçilerin Hayatlari Empty
MesajKonu: Geri: Ünlü Matematikçilerin Hayatlari   Ünlü Matematikçilerin Hayatlari Icon_minitimeCuma Eyl. 19, 2008 8:40 pm

John Forbes Nash Jr., (d. 13 Haziran 1928, Bluefield-West Virginia). ABD'li matematikçi.

Lisans ve yüksek lisans eğitimini Carnegie Institute of Technology'de tamamladıktan sonra doktora yapmak için Princeton Üniversitesi'ne gitti. 21 yaşında hazırladığı doktora tezi, "Oyun Teorisi", ona uzun yıllar sonra, 1994'te Nobel Ekonomi Ödülünü kazandırdı. Genç deha, John von Neumann'ın icadı olan oyun teorisindeki sorunları çözüp kullanılır hale getirdi. 30 yaşına kadar parlak fikirleri ve göze çarpan kişiliği sayesinde hızla yükselip matematik camiasının önde gelen isimlerinden biri oldu. MIT'de profesörlük yapmaya başladığında karısı Alicia Larde ile tanıştı. Larde o zamanlar daha bir fizik öğrencisiydi. Nash'in şizofreni sorunları başlamadan kısa süre önce çiftin bir oğlu oldu.

Hastalığının ilk belirtileri 1958 yılında görülmeye başladı. Bir oda arkadaşı olmamasına rağmen bir oda arkaşından bahsedip etrafındakileri korkutmuş ve oda arkadaşıyla yaptığı hayali sohbetler onun şizofren olduğunu ortaya çıkarmıştır. Sık sık hastaneye girip çıkan Nash'i seven Alicia sonunda yedi yıllık evliliklerini bitirdi. Ancak hiçbir zaman ilişkileri tamamen kesilmedi.

Yaşantısı, Akıl Oyunları adlı filme konu olmuştur.


Richard Wesley Hamming (11 Şubat 1915 – 7 Ocak 1998), yaptığı çalışmalar ile bilgisayar bilimleri ve telekomünikasyon alanlarını bir hayli etkilemiş bir matematikçidir. Katkıları arasında Hamming kodu (Hamming matrisini kullanır), Hamming penceresi (detayları Digital Filters kitabının 5.8 kısmında anlatılır), Hamming sayıları, küre paketleme (veya hamming sınırı) ve Hamming mesafesi vardır.

Chicago'da doğmuş ve Monterey, California'da hayata gözlerini yummuştur. Lisans derecesini 1937 yılında Chicago Üniversitesi'nden, yüksek lisansını 1939'da Nebraska Üniversitesi'nden ve doktora derecesini de 1942 yılında Urbana-Champaign'deki Illinois Üniversitesi'nden almıştır. II. Dünya Savaşı sırasında Lousville Üniversitesi'nde profesörlük yapmış ve 1945 yılında Manhattan Projesi üzerinde çalışmak için bu görevini bırakmıştır. Bu proje kapsamında fizikçilerin ortaya koydukları denklemlerin çözülmesi için ilk elektronik sayısal bilgisayarlardan bir kısmını programlamıştır. Programın amacı atom bombasının ateşlenmesinin Dünya atmosferinde yanmaya yol açıp açmayacağını tespit etmek idi. Bu hesaplamanın sonucunda atmosferde bir yanma meydana gelmeyeceği anlaşılmış ve ABD bombayı önce New Mexico'da ardından da iki kere Japonya'da denemiştir.

Daha sonra, 1946-1976 yılları arasında Bell Telefon Laboratuvarlarında çalışan Hamming, Claude E. Shannon ile işbirliği yapmıştır.

23 Temmuz 1976 yılında donanma yüksek okulunda 1997 yılına dek öğretim görevlisi olarak çalıştı ve emekli profesör oldu.

Hamming, Association for Computing Machinery organizasyonunun kurucuları arasındadıdr ve başkanlık da yapmıştır.

Ödüller ve profesyonel başarılar: * Association for Computing Machinery Turing Ödülü, 1968.
* IEEE üyesi, 1968.
* IEEE Emanuel R. Piore Ödülü, 1979.
* National Academy of Engineering üyesi, 1980.
* Pennsylvania Üniversitesi Harold Pender Ödülü, 1981.
* IEEE Richard W. Hamming Madalyası, 1988.
* Eduard Rhein Ödülü, 1996.

Richard W. Hamming Madalyası IEEE tarafından her yıl 'bilgi işlem bilimleri, sistemleri ve teknolojilerine' sıradışı katkıda bulunan kişilere verilen bir ödüldür.


Solomon Wolf Golomb (d. 1932 - Baltimore, Maryland) ABD'li matematikçi ve mühendis. University of Southern California'da elektrik mühendisliği profesörü. Tetris'e ilham kaynağı olan pentaminoyu keşfetmiştir.


John Hasbrouck van Vleck, (d. 13 Mart 1899, Middletown-Connecticut – ö. 27 Ekim 1980, Cambridge-Massachusetts). ABD'li fizikçi ve matematikçi. Elektronların amorf (biçimsiz) magnetik katılardaki davranışlarının anlaşılmasındaki katkıları nedeniyle 1977 Nobel Fizik Ödülü'nü Philip W. Anderson ve Sir Nevill F. Mott ile paylaşmıştır.


Georg Friedrich Bernhard Riemann (17 Eylül 1826 - 20 Temmuz 1866), analiz ve diferansiyel geometri dalında çok önemli katkıları olan Alman matematikçidir. Söz konusu katkılar daha sonra izafiyet teorisinin geliştirilmesinde önemli rol oynamıştır. Bu matematikçinin ismi aynı zamanda zeta fonksiyonu, Riemann hipotezi, Riemann manifoldları ve Riemann yüzeyleri ile de bağlantılıdır.

Almanya'da Dannenberg yakınlarındaki Hanover Krallığının Breselenz kasabasında doğan matematikçinin babası Friedrich Bernhard Riemann idi. Bernhard Riemann altı çocuklu bir ailenin ikinci çocuğuydu.

Riemann, 1840 yılında büyükannesi ile yaşamak ve Lyceum'u ziyaret etmek için Hanover'e gitti. Büyükannesinin 1842 yılındaki vefatından sonra Lüneburg'daki Johanneum'a giden Riemann, 1846'da yani 19 yaşında Göttingen Üniversitesi'nde filoloji ve teoloji çalışmaya başladı. En küçük kareler yöntemini anlatan matematikçi Gauss'un derslerine katıldı. 1847 yılında Riemann'ın babası ona teolojiyi bırakıp matematik çalışması için izin verdi.

1847 yılında Berlin'e gitti. Burada Jacobi, Dirichlet veya Steiner ders veriyordu. Berlin'de iki yıl kalan matematikçi 1849 yılında Göttingen'e döndü.

Riemann ilk dersini 1854'te verdi ve bu dersle sadece Riemann geometrisinin temellerini kurmakla kalmadı aynı zamanda daha sonra Einstein'in izafiyet teorisinde kullanacağı yapıların da temellerini attı. 1857'de Götingen Üniversitesi'nde özel profesörlük kademesine terfi etti ve 1859'da profesör oldu.

1862 yılında Elise Koch ile evlendi.

Selasca, İtalya'ya doğru gerçekleştirdiği üçüncü seyahatte hayata gözlerini yumdu.


Johann Carl Friedrich Gauss ya da Gauß (30 Nisan 1777 – 23 Şubat 1855), Alman kökenli dahi matematikçi ve bilim adamı. Katkıda bulunduğu alanlardan bazıları, sayılar kuramı, analiz, diferansiyel geometri, jeodezi, manyetizma, astronomi ve optiktir. "Matematikçilerin prensi" ve "antik çağlardan beri yaşamış en büyük matematikçi" olarak da bilinen[1] Gauss, matematiğin ve bilimin pek çok alanına etkisini bırakmıştır ve tarihin en nüfuzlu matematikçilerinden biri olarak kabul edilir.

Gauss'un çocukluk yıllarından beri dahi olduğunu gösteren pek çok hikaye vardır, nitekim pek çok matematiksel keşfini henüz 20 yaşına gelmeden yapmıştır. Sayılar kuramının önemli sonuçlarını derleyip kendi katkılarını da ekleyerek yazdığı büyük eseri Disquisitiones Arithmeticae'yi 21 yaşında (1798) bitirmişse de, eser ilk olarak 1801'de basılmıştır.


Carl Gustav Jacob Jacobi, 10 Aralık 1804 Potsdam'da doğdu Almanya, 18 Şubat 1851 Berlin'de öldü; Alman matematikçi.

Carl Jacobi'nin ilk öğretmeni ona matematik ve klasikleri öğreten ve Potsdam Gymnasium'una hazırlayan dayısıydı. 1816 yılında adı geçen okula girdi. 1821 yılında Berlin Üniversitesi'ne başladığında, rektörün söylediği gibi, Jacobi evrensel bir zekaya sahipti. Başlangıçta matematik onu çekmeseydi o da Gauss gibi filoloji de ünlü olabilirdi. Öğretmeni Heinrich Bauer, birçok anlaşmazlıklardan sonra, onu yalnız başına çalışmaya bıraktı. Çünkü, Jacobi matematiği belli kurallar ve usuller altında öğrenmek istemiyordu.

Genç Jacobi'nin matematik terbiyesi, onun en büyük rakibi Abel'inkine benzer. O da Abel gibi matematikte ünlü olanlara başvurdu. Cebiri, integrali ve sayılar kuramını, Euler ve Lagrange'ın eserlerinden öğrendi. Hemen hemen matematiği kendi kendine öğrendi ve arkasından hemen eliptik fonksiyonlar kuramını kurdu. Bu sahada Euler'den sonra gelen ilk matematikçi Jacobi'dir. Yüzyılının Hint'li matematikçisi Ramanujan'ı saymazsa, Euler ve Jacobi en karışık cebir hesaplarının içinde kolaylıkla çıkmaları bakımından üstlerine yoktur. Hem Euler ve hem de Jacobi, bu yönlerinden dolayı kendilerine algorist denmiştir. Abel de isterse formülleri kolaylıkla kullanabilirdi. Fakat, onun dehası daha felsefi ve şekle karşı yönelmesi Jacobi'ye göre daha azdı. Abel'in matematik doğruluğa düşkünlüğü Jacobi'den çok Gauss'a benzer. Bu söz, Jacobi'nin matematiğinde yanlışlık var anlamına gelmez.

1820 yılında Abel'in beşinci dereceden genel denklemle uğraştığını bilmeden, Jacobi de aynı bu denklemi çözmeye çalıştı. Bu denklemi x5-10·q·x2=p şekline sokarak, çözümünün onuncu dereceden bir denklemin çözülmesine bağlı olduğunu gösterdi. Bu çözüm çalışması iyi bir sonuç vermese de, Jacobi için bir cebir dersi oldu. Fakat, beşinci dereceden genel denkleminin çözülemeyeceğini Abel gibi göremedi. İşte, Abel ile Jacobi ve diğer matematikçiler arasındaki fark budur.

Eliptik fonksiyonları sayılar kuramına ilk uygulayan Jacobi'dir. Jacobi, sıfır sayısını da 1,2,3,...sayılarına kattı. Böylec, Fermat'ın bir problemini kolaylıkla çözdü. Jacobi, Lagrange ve Hamilton mekaniğinde, Hamilton - Jacobi denklemi hatırlanır. Özellikle, Jacobi'nin diferansiyel denklemlerde kaydettiği ilerlemeler çok önemlidir. Newton - Laplace - Lagrange çekme kuramına burada adı geçen fonksiyonlar hakkındaki güzel araştırmaları ve elipsoidlerin çekilmelerine eliptik fonksiyonları ve özellikle Abel'yen fonksiyonları işlemlere sokması gibi önemli ilmi buluşları her türlü övgünün üstündedir. Jacobi'nin Abel'yen fonksiyonlardaki buluşu daha orijinal ve daha büyüktür. Eliptik fonksiyonların eliptik integrallerin tersinden çıkışı gibi bunlar da Abel'yen integrallerin tersinden çıkar.

Jacobi, 18 Şubat 1851'de öldü.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://efsane-tmc.forummum.com
TRANCE07
Admin
TRANCE07


Erkek
Mesaj Sayısı : 128
Yaş : 33
Nerden : antalya
Kayıt tarihi : 17/09/08

Ünlü Matematikçilerin Hayatlari Empty
MesajKonu: Geri: Ünlü Matematikçilerin Hayatlari   Ünlü Matematikçilerin Hayatlari Icon_minitimeCuma Eyl. 19, 2008 8:42 pm

Goldbach, 18 Mart 1690’da Prusya’nın Konigsberg (şimdiki Rusya, Kaliningrad) şehrinde doğmuştur. 1725 yılında St. Petersburg’da tarih ve matematik profesörü olmuştur. 1728 yılında 2. Peter’e özel dersler vermek amacıyla Moskova’ya yerleşmiş, burada bir süre kaldıktan sonra Avrupa’ya gitmiştir. Avrupa’da, dönemin önemli matematikçileriyle görüşmek üzere dolaşmış, Leibniz, Bernoulli, De Moivre ve Hermann gibi matematikçilerle tanışmıştır.

Goldbach’ın önemli çalışmaları Sayılar teorisi üzerinedir. Nerdeyse tüm akademik başarıları, Sayılar teorisi üzerine yaptığı çalışmalardan ve yayınladığı makalelerden dolayıdır. Goldbach, çalışmalarında dönemin ünlü sayı kuramcısı Euler’le sürekli diyalog halinde olmuştur. Matematikçiye asıl ün kazandıran çalışması, asal sayılar ile ilgili öne sürdüğü varsayımdır. Goldbach’a göre “2’den büyük her çift sayı, iki asal sayının toplamı olarak ifade edilebilir.” Goldbach, bu varsayımından 1742’de Euler’e gönderdiği ünlü mektubunda bahseder. Goldbach asal sayılarla ilgili olarak ayrıca, her tek sayının üç asal sayının toplamı olduğunu da söylemiştir (Goldbach hipotezi). Ancak bu iki varsayımıyla ilgili olarak herhangi bir ispat sunmamıştır. Goldbach’ın birinci varsayımı hala doğruluğu kanıtlanmamış bir teori olarak görülmesine rağmen, ikinci varsayımı 1937’de Vinogradov’un çalışmaları sonucu ispatlanmıştır.

Goldbach ayrıca, Sonlu toplamlar, Eğriler teorisi ve Denklemler teorisi üzerine de çalışmıştır.

20 Kasım 1764’de Moskova’da ölmüştür.


David Hilbert, (23 Ocak 1862, Königsberg - 14 Şubat 1943, Göttingen) ünlü Alman matematikçidir. Geometriyi bir dizi aksiyoma indirgeyen ve matematiğin biçimsel temellerinin oluşturulmasına önemli katkıda bulunan Alman matematikçi David Hilbert integralli denklemlere ilişkin çalışmalarıyla fonksiyonel analizin 20. yüzyıldaki gelişmesine öncülük etmiştir.

1895 ile 1929 yılları arasında Göttingen Üniversitesi'nde profesörlük yaptı. Yirminci yüzyılın başlarında, Alman matematik okulunun önderi sayılır. 1897 yılında cisim kavramını ve cebirsel sayılar cisminin kuramını kurdu. 1890 yıllarındaki ilk çalışmaları sırasında, cebirsel geometri ve modern cebirde önemli bir rol oynayan çokterimli idealleri kuramının temellerini atarak, invaryantlar kuramının temel kanunlarını ortaya koymayı başardı. 1899 yılında, geometrinin temelleri üstüne araştırmalarının bit sentezi olan "Geometrinin Temelleri" adlı eserini yayınladı. Bu, matematiğin çeşitli bölümlerinde aksiyomlaştırma amacına yönelen birçok verimli çalışmaya yol açtı.

Somut görüntülere başvurmaktan kaçınan Hilbert, noktalar, doğrular ve düzlemler diye adlandırdığı "Üç nesne sistemini" matematiğe soktu. Ne oldukları kesin olarak gösterilmeyen bu nesneler, 5 grupta toplanmış 21 aksiyomla açıklanan bazı ilişkiler ortaya koyar. Ait olma, sıra, eşitlik veya denklik, paralellik ve süreklilik aksiyomu bunlardandır. Bundan sonra, aksiyomlardan birinin veya öbürünün doğrulanmadığı geometriler kurdu. Temel terimleri kendilerine aksiyomlarla yüklenen özelliklerden başka özelikleri bulunmayan mantıksal varlıklar olarak ele aldı. Klasik matematiği savunmak ve ondaki apaçıklığı göstermek için Brouwer ile giriştiği tartışmalar, matematikte geniş biçimli incelemelere yol açtı.

1930'da Göttingen Üniversitesi'nden emekli olan Hilbert, aynı yıl Königsberg'in fahri hemşeriliğine seçildi. Hilbert'in bu seçim nedeniyle yaptığı Naturerkennen und Logik (Doğanın Anlaşılması ve Mantık) başlıklı konuşmasının son tümcesi şöyledir:

Wir müssen wissen, wir werden wissen. (Bilmeliyiz, bileceğiz.)


Ernst Eduard Kummer 29 Ocak 1810 Sorau'da doğdu (Brandenburg), 14 Mayıs 1893 Berlin'de öldü, Alman Matematikçi.

Kummer, Gauss'la birlikte modern aritmetiğin kurucularından kabul edilir. Çalışmaları tamamen sayı teorisi üzerinedir. Kummer, 3 yaşında babasını kaybetmiş ve annesinin büyük özverisiyle okuyabilmiştir. Sorau'daki Gymnasium'da eğitime başlayan Kummer 18 yaşında din bilimi öğrenmek üzere Hale Üniversitesi'ne kayıt oldu.

Kummer, üniversitede okuduğu dönemde, matematik profesörü Ferdinand Scherk'le tanıştı. Scherk, Kummer'in matematiğe olan yeteneğini ve ilgisini farkederek onu matematiğe yönlendirdi. Kummer bu sayede din öğrenimini bırakıp matematik bölümüne geçmiştir. Kummer, bu kararıyla ilgili olarak, matematiği felsefeye tercih ettiğini, çünkü hataların ve yanlış görüşlerin matematiğe giremeyeceğini söylemiştir.

Kummer, üniversite öğreniminin ardından, hiçbir üniversitede açık yer bulunamadığı için, okuduğu Gymnasium'da mesleğine başladı. Bir yıl sonra Liegnitz'e nakledildi ve burada on yıl aralıksız dersler verdi ve 1842 yılında Breslau üniversitesinde matematik profesörü tayin edildi.

Kummer, ideal sayılar kavramını ortaya atmış, Gauss'un bikuadratik karşıtlık kanunu üzerindeki çalışmalarını ileri götürmüş ve dördüncüden yüksek dereceler için karşıtlık kanunları aramıştır. Kummer'e dünya çapında ün getirem çalışması Fermat'ın son teoremi üzerine olmuştur. Kummer, Fermat'ın son teoremini düzenli asal sayılar için ispatlamıştır. Kummer, Fermat'ın son teoreminin ispatıyla 64 yaşına kadar uğraşmıştır.


Friedrich Wilhelm Bessel (Fridrih Vilhelm Besel) (22 Temmuz, 1784 – 7 Mart, 1846), Alman gökbilimci, matematikçi ve Bessel göndermesinin (fonksiyonunun) geliştiricilerinden. Westphalıa'da doğmuş ve kanser nedeniyle Rusya'da yaşamını yitirmiştir. Carl Gauss ile aynı dönemde yaşamıştır. 1841 yılında Kraliyet Gökbilim Topluluğu'nun (Royal Astronomical Society) altın madalyasını kazanmış ve 1552 Bessel göktaşına adı verilmiştir.


Georg Ferdinand Ludwig Philipp Cantor (3 Mart 1845 – 6 Ocak 1918), Alman matematikçi. Kümeler kavramının kurucusudur. Kümeler arasında birebir eşlemenin önemini ortaya koymuş, "sonsuz küme" kavramına matematiksel bir tanım getirmiş ve gerçel sayıların sonsuzluğunun doğal sayıların sonsuzluğundan "daha büyük" olduğunu ispatlamıştır. Ayrıca kardinal sayı ve ordinal sayı kavramlarını ortaya atmış ve bu sayıların aritmetiğini tanımlamıştır. Cantor'un buluşlarının matematik ve felsefede önemli yeri vardır.

Cantor'un "sonsuzötesi sayılar" fikri sezgilerimizle ters düştüğü için, zamanın matematikçileri tarafından yoğun şekilde eleştirilmiştir. Henri Poincaré, Cantor'un fikirlerini "matematiği istila eden korkunç bir hastalık" olarak nitelendirmiş, Leopold Kronecker ise Cantor'u "şarlatan"lıkla suçlamıştır. Cantor'un 1884'ten hayatının sonuna kadar yaşadığı depresyon nöbetlerinin, kısmen bu saldırılardan kaynaklandığı iddia edilmişse de, nöbetlerin asıl sebebi muhtemelen bipolar bozukluktur.

Günümüzde, Cantor'un fikirleri matematikçilerin büyük çoğunluğu tarafından doğru kabul edilmekte ve matematik tarihinin en önemli paradigma değişimlerinden biri olarak tanınmaktadır. David Hilbert, "Cantor'un yarattığı cennetten bizi kimse kovamayacaktır" diyerek Cantor'un katkılarının önemini vurgulamıştır.


Leibniz, Gottfried Wilhelm (1646-1716); Ünlü bir Alman filozofu, bilim dünyasının en önemli sistemci düşünürlerinden biridir. Matematik, metafizik ve mantık alanlarında ileri sürdüğü yeni düşünce ve görüşleriyle tanınır.

Leibniz, Leipzig'de doğdu. Babası buradaki üniversitede ahlak felsefesi dersleri veriyordu. Leibniz babasının ölümünden sonra okuldan çıkarak kendi kendini yetiştirmeye başladı. Tarihe karşı büyük bir ilgi duyuyordu. 8 yaşına geldiği zaman Latince'yi öğrenmişti. 12 yaşında ise Yunanca öğrenmeye başladı. Bir yandan da mantık bilimiyle ilgili kitaplar okuyordu. 15 yaşında Leipzig Üniversitesi'ne girdi. Almanya'da felsefe tarihinin kurucusu sayılan Jakob Thomasius'tan felsefe okudu. 1663'te Jena'ya giderek buradaki ünlü matematik bilginlerinden ders aldı.

Leibniz, 25 yaşına geldiği sırada yayınlanmış birçok önemli eseri vardı. Bir ara politika ile ilgilendi, bu konuda da bazı eserler verdi.

Politika çalışmaları hiçbir zaman Leibniz'in felsefe ve matematik alanlarındaki çalışmalarına engel olmadı. Leibniz 1672 yılında, 26 yaşında ileri modern matematik çalışmalarına başladı. Bundan 3 yıl sonra Isaac Newton'dan bağımsız olarak Calculus'un temel teoremini keşfetti (Fundamental Theorem of Calculus). Pek çok yıl Leibniz ve Isaac Newton taraftarları arasında kimin Calculus'u keşfettiğine dair bir tartışma olsa da şuan Leibniz ve Isaac Newton Calculus'un babaları olarak kabul edilmektedir.

1700'de görevini bırakarak Viyana'ya gitti, 1714'de kadar bu şehirde yaşadı. 1700'de bir davet üzerine, Berlin'e gitti. Berlin Üniversitesi'nin kurulmasını sağlayarak üniversitenin ilk müdürü oldu.

1711'de görevini bırakarak Viyana'ya gitti, 1714'e kadar bu şehirde yaşadı. 1712'de Leibniz'e baron payesi verildiyse de dört yıl sonra Hannover'de öldüğü zaman fakir bir adam gibi gömüldü. Onun arkasından ağlayan tek adam olan, arkadaşı J. G. von Erckhart, sonradan yazdığı hatıralarında bu cenazeyi, 'ülkesinin şerefini temsil eden bu adam, bir dilenci gibi toprağa verildi' cümlesiyle anlatmıştır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://efsane-tmc.forummum.com
TRANCE07
Admin
TRANCE07


Erkek
Mesaj Sayısı : 128
Yaş : 33
Nerden : antalya
Kayıt tarihi : 17/09/08

Ünlü Matematikçilerin Hayatlari Empty
MesajKonu: Geri: Ünlü Matematikçilerin Hayatlari   Ünlü Matematikçilerin Hayatlari Icon_minitimeCuma Eyl. 19, 2008 8:42 pm

Friedrich Ludwig Gottlob Frege (8 Kasım 1848 - 26 Temmuz 1925) Modern Matematiksel Mantık'ın ve Analitik felsefenin kurucusu sayılan Alman matematikçi, mantıkçı ve filozof.

Hayati:Wismar'da doğdu. 1869'da Jena Üniversitesi'nde öğrenime başladı ve iki yıl sonra, 1873'te Felsefe Doktoru unvanını aldığı Göttingen'e taşındı. İki yıl sonra Jena'ya döndü ve matematik dersleri vermeye başladı. Matematik alanında 1879'da doçent ve 1896'da profesör oldu. 1925'de Bad Kleinen'de öldü.

Bilime Katkisi:Aristo'dan sonraki zamanların en büyük mantıkçısı kabul edilir. 1879'da yayınladığı, devrim niteliğindeki Begriffsschrift veya Kavram Yazısı, Aristo'dan beri nüfuzunda bir değişiklik olmayan eski Terim Mantığı'nın yerini alarak mantığın tarihinde yeni bir dönemi haber veriyordu. Begriffsschrift bugün matematiğin her alanında kullanılan nicelikleme gibi, Orta Çağ'ın Çoklu Genelleme Problemi'ne çözüm getiren kavramlar ve fonksiyon ve değişkenlerin açık bir şekilde konumlandırılması gibi özellikleriyle temelleri sarstı.

Frege, Önermeler Mantığı ve kendi icadı Yüklem Mantığı'nın aksiyomatikleştirilmesini oluşturan kişidir. Bertrand Russell'ın Tarifler Teorisi ve Russell ile Alfred North Whitehead'in Principia Mathematica 'sı için son derece temel bir kavram olan nicelikleme de yine Frege'ye aittir. Çalışmaları kendi döneminde geniş ölçüde tanınmamış ve fikirleri, özellikle Giuseppe Peano ve Russell gibi, etkilediği insanlar aracılığıyla yayılmıştır. Ludwig Wittgenstein ve Edmund Husserl da felsefî açıdan etkilediği kaydadeğer insanlardır.

Frege, en temelinde önerme'nin fonksiyon-argüman analizi, özel isimlerin anlam ve gönderim tefriki, kavram ve nesne tefriki ve bağlam prensibinin geliştirilmesi bulunan, Lisan Felsefesi'ne yaptığı derin sistematik katkılarla Analitik Felsefe'nin kurucularından sayılır. Edmund Husserl ve Max Schröder gibi zamanının önde gelen birçok mantıkçı ve felsefecisiyle yazışmıştır.

Frege, mantıkçılığın, matematiğin mantığa indirgenebileceği düşüncesinin önde gelen ilk savunucusudur. Grundgesetze der Arithmetik isimli çalışmasında, aritmetiğin kanunlarını mantıktan çıkarmaya tevessül eder. (Masraflarını kendi karşıladığı) ilk cildi yayınladığında, Russell, ismiyle anılan paradoksu keşfetmiş ve Grundgesetzenin aksiyomlarının bu çelişkiye yol açtığını ifade etmiştir. Frege, bu paradoksun varlığını kabul edip, kitabın ikinci cildinin ek kısmında bu soruna yol açtığını düşündüğü aksiyomu belirtmişse de, aksiyomlarında tatmin edici bir değişikliğe gidememiştir. Russell ve John Von Neumann'ın sonraki çalışmalarında, bu problemin nasıl çözümleneceği yer almıştır.

Buna ve Russell'ın Frege'ye olan övgüsündeki cömertliğe karşın, yaşamı boyunca üne kavuşmamış ve --Tractatus ve Felsefî Soruşturmalar'da fikirleri Frege'nin mantık ve dil alanındaki kavramları etrafında dönen-- Ludwig Wittgenstein üzerindeki etkisi olmasa, bir filozof olarak değerinin hiçbir zaman anlaşılmayabileceği düşünülmüştür.

Frege üzerindeki önemli otoriteler arasında Michael Dummett, Günther Patzig, Hans Sluga, Terence Parsons ve Vincent Riolo sayılabilir.


Johann Friedrich Pfaff (22 Aralık 1765 – 21 Nisan 1825), Alman matematikçi. İntegral hesabı ve kısmi diferansiyel denklemler üzerindeki çalışmalarıyla tanınır. Ünlü Alman matematikçi Carl Friedrich Gauss'un tez danışmanı ve arkadaşıdır. Matematik bilimini 19. yüzyıl boyunca etkilemiş olan Alman ekolünün kurucularından biri olarak kabul edilir.


Leopold Kronecker (7 Aralık 1823 - 29 Aralık 1891) Alman matematikçi ve mantıkçı. "Tanrı doğal sayıları yarattı; gerisi insanların eseridir" diyerek matematiğin aritmetik ve analiz dallarının tam sayılar üzerinde kurulması gerektiğini savunmuştur.

1841 yılında Berlin Üniversitesine girerek Dirichlet ve Steiner gibi matematikçilerden öğrenim almıştır. Doktorasını 1845 yılında yine Berlin Üniversitesi'nde sayılar teorisinde kompleks birimler üzerinde yapmıştır.

Geliştirdiği finitizm anlayışı Kroneker'i, matematiğin temelleri arasında yer alan sezgicilik akımının öncülerinden biri yapmıştır.


Moritz Benedikt Cantor (23 Ağustos 1829 - ö. 10 Nisan 1920), Alman matematik tarihçisi. 19. yüzyılın önde gelen matematikçilerinden biri.

Tüm meslek yaşamını Heidelberg Üniversitesi'nde geçiren Cantor bu okula 1853 yılında özel öğretmen olarak girdi. İlk kitabı olan Mathematische Beiträge zum Kulturleben der Völker (Halkın Kültür Yaşamına Matematiksel Katkılar) 1863 yılında çıkardı. Bunun ardından birinci cildi 1880'de, ikinci cildi 1892'de, üçüncü cildi ve bunu izleyenleri 1894 - 96 yıllarında olmak üzere dört ciltlik kitabı Vorlesungen über die Geschichte der Mathematik (Matematik Tarihi Üzerine Dersler) kitaplarını yazdı ve yayımladı. Kitabın son cildinde artık çok yaşlandığı ve yazmakta güçlük çektiği için kendi yönetiminde dokuz kişi arasında paylaştırılarak tamamlandı. Bu eser matematik tarihi üzerine yayımlanmış en kapsamlı eserler arasında sayılır. Kapsadığı alan itibariyle matematiğin geçmişini 1799 yılına kadar izleyen bir kitaptır. Cantor tüm bu çalışmaları haricinde pek çok makale de yayımlamıştır. Bu makaleleri kendi yayımcılığını yaptığı dergi "Zeitschrift für Mathematik und Physik"'te yayımlanmıştır.


Johann Peter Gustav Lejeune Dirichlet )13 Şubat 1805, Düren - 5 Mayıs 1859, Göttingen), Alman matematikçidir.

Analitik fonksiyonlar kuramının, sayı kuramındaki problemlere nasıl uygulanabileceğini gösterdi. Fourier serisini sıkı bir analizden geçirerek kesin bir yakınsaklık kanıtını verdi; böylelikle bir fonksiyonun yapısının doğru bir kavrayışına ulaşılmasına katkıda bulundu.


Julius Wilhelm Richard Dedekind 6 Ekim 1831 Braunschweig'da doğdu, 12 Şubat 1916 aynı yerde öldü, Alman matematikçi.

Bir hukuk profesörü olan Ulrich Dedekind'in dört çocuğundan en küçüğü olan Richard Dedekind, Gauss'un doğduğu yer olan Braunschweig'de doğmuştur. Eğitimine 16 yaşına kadar şehirdeki Gymnasim'da devam etmiştir.

Eğitiminin ilk yıllarında matematik dehası ortaya çıkmamış olsa da üniversiteye başlamadan önce matematik üzerine yoğunlaşmaya başlamıştı. 16 yaşında Caroline Koleji'ne girdi. Burada analitik geometrinin, integral hesabın, yüksek mekaniğin ve cebrin elementer kısımlarını çok iyi öğrenmiş olması, 19 yaşında başladığı Göttingen üniversitesindeki eğitimini çok olumlu yönde etkilemiştir. Göttingen'deki en büyük şansı, burada Gauss, Stern ve Weber gibi üstün matematikçilerden ders alma şansını bulmasıdır. Dedekind bu üç kişiden diferansiyel ve integral hesap, yüksek aritmetik elemanları, en küçük kareler metodu, yüksek jeodezi ve genel fizik üzerinde sağlam temeller aldı.

Kummer, Göttingen'den mezun olurken, okulda kendini iyi yetiştiremediğinden, yani okuldaki eğitimin ileri düzeyde olmadığından şikayet etmiştir. Bu yüzden doktorasını verdikten sonra kendi kendine, eliptik fonksiyonları, modern geometriyi, yüksek cebri ve fizik matematiği öğrenmek için iki yıl çalışmak zorunda kaldı.

Dedekind 1852'de Euler integrallerine dair kısa bir tez ile Gauss'dan doktor unvanı almıştır. Dedekind iki yıl sonra Göttingen'de ders vermeye başladı. Bu dönemde, 1855 yılında Gauss'un ölümü üzerine Dirichlet'in Göttingen'e gelmesi, Dedekind'in onun derslerini dinleme fırsatını doğurdu. Yine bu dönemde, mesleğine yeni başlayan Riemann'la dost oldu.

Yirmialtı yaşında iken Zürih üniversitesine profesör tayin edilen Dedekind, burada beş yıl kaldıktan sonra 1862'de Braunschweig'e dönerek teknik okula profesör oldu ve burada elli yıl geçirdi. Dedekind, ölümünden birkaç yıl öncesine kadar Braunschweig'de matematik çalışmalarına devam etti. Dedekind, ölümüne kadar hiç evlenmemiş ve sade bir hayat yaşamıştır.

Dedekind'in matematik çalışmalarının temeli, sayılar üzerine olmuştur. Dedekind, bir irrasyonel sayılar teorisi yaratmak için uzun gençlik yıllarında çok uğraşmıştır. 1872 yılında, ilk önemli eseri olan "Süreklilik ve İrrasyonel Sayılar" basıldı. Dedekind, bu eserinde oldukça radikal bir yaklaşım sergilemiştir. Dedekind'in irrasyonel sayılar teorisinin temeli, bir "kesim" kavramına dayanır. Dedekind, irrasyonel sayı teorisini açıkladığı eserinde, sayı kavramını da tarif etmiştir.

Dedekind, irrasyonel sayılar teorisini ortaya attıktan sonraki yıllarda, cebirsel sayılar teorisini oluşturmaya çalıştı. Çalışmalarında ideal kavramını ortaya attı ve tanıttı, sınıf kavramını geliştirdi. Cebirsel aritmetikle rasyonel aritmetiği kaynaştırmayı başardı.


Johann Christian Andreas Doppler(d. 29 Kasım 1803 – ö. 17 Mart 1853) Avusturyalı bir matematikçi ve fizikçi olup, ününü özellikle günümüzde Doppler Etkisi olarak bilinen, radyo dalgası yayan herhangi bir cismin gözlemciye yaklaşıp uzaklaştıkça frekansının değişiyormuş gibi gözlemlenmesi hipotezini ortaya atarak kazanmıştır.

Hayati:Christian Doppler Avusturya'nın Salzburg kentinde oldukça yetenekli bir duvar ustasının oğlu olarak dünyaya gelmiştir. Ancak vücudu zayıf ve genellikle hasta olduğu için çoğu zaman babası ile çalışamamıştır. Salzburg'da lise ögrenimini tamamladıktan sonra Viyana'da astronomi ve matematik üzerine ciddi çalışmalar yapan Doppler, 1841 yılından itibaren Çek Teknik Üniversitesi'nde (daha önce Prag Politeknik Okulu olarak biliniyordu) matematik ve fizik profesörü olarak görev yapmıştır.

Sadece bir sene sonra, 39 yaşında, en önemli buluşu olan Doppler Etkisi üzerine bir makale yazıp, Prag'daki profesörlük kariyeri boyunca matematik, fizik ve astronomi üzerine 50'den fazla bilimsel çalışma yayınlamıştır.

Prag'daki araştırma kariyeri, burada 1948'de yaşanan devrimci olaylar dolayısıyla yarida kalmış ve Viyana'ya kaçmak zorunda kalmıştır. 1850 yılında Viyana Üniversitesi bünyesinde bulunan Deneysel Fizik Enstitüsü'ne başkanlık yapmaya başlamıştır.

1853 yılında 50 yaşındayken Venedik'de akciğer hastalığı sebebiyle hayatını kaybetmiştir.


Gerardus Mercator (asıl adı: Gerard De Kremer) Matematikçi ve kartograf (haritacı). 5 Mart 1512 Rupelmonde'de doğdu Flandern, 2 Aralık 1594 Duisburg'da öldü.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://efsane-tmc.forummum.com
TRANCE07
Admin
TRANCE07


Erkek
Mesaj Sayısı : 128
Yaş : 33
Nerden : antalya
Kayıt tarihi : 17/09/08

Ünlü Matematikçilerin Hayatlari Empty
MesajKonu: Geri: Ünlü Matematikçilerin Hayatlari   Ünlü Matematikçilerin Hayatlari Icon_minitimeCuma Eyl. 19, 2008 8:43 pm

Adrien-Marie Legendre (18 Eylül 1752, Paris - 10 Ocak 1833, Paris), Fransız matematikçidir.

Hayati:Adrien Marie Legendre, 1775 ile 1780 yılları arasında, Paris Askeri okulunda matematik dersleri verdi. 1787 yılında, Paris Gözlemevi ile Greenwich Gözlemevi arasında kurulacak jeodezi bağlantısında görev aldı. Fransız İhtilali sırasında, metre sisteminin kabul edilmesini ve girişilen jeodezi işlemlerinin hazırlıklarına katıldı. Bu fırsatı değerlendirerek, o zamana kadar uygulanan tüm yöntemleri yeniledi. Daha sonra, trigonometri alanında önemli teoremler ileri sürdü. Özellikle küresel üçgeni düzlem olarak düşünüp açılarda bazı düzeltmeler yaparak alanını hesapladı.

1784 yılında, "Gezegenlerin Şekli üstüne" adlı bir inceleme yazısında, kendi adıyla anılan çokterimlileri ortaya attı. 1794 yılında "Geometrinin Temel Bilgileri" adlı eseri yayınlandı. Bu eserde, Öklid postülatını ispatlamak için çok çeşitli ve yeni yollar denedi. Bununla birlikte, Euclidean olmayan geometrilerin ortaya çıkmasıyla, Legendre'nin bulduğu sonuçların geçerliliği yeniden tartışma konusu oldu.

1798 yılında "Sayılar Kuramı" adlı eseri yayınlandı. Bu kitabında, ikinci dereceden kalanların karşıtlığı kanunu gibi ilgi çekici sonuçlar yer alır. Yine de en değerli eseri, 1825 ile 1832 yılları arasında hazırladığı "Eliptik Transandantlar Kuramı" adlı inceleme kitabıdır. Bu eserde, eliptik integrallerden hareket ederek ustaca bir çözümlemeyle bu integralleri kendi adıyla anılan üç şekle indirgemeyi başarmıştır. Legendre'nin bu alandaki araştırmaları daha sonra Abel ve Jacobi'nin çalışmalarıyla tamamlandı. Legendre'nin, kırk yılın üstünde çalışmayla elde ettiği sonuçları, Abel oldukça kısa ve kesin bir yolla elde ediyordu.

Legendre'nin hem matematiğe ve hem de matematikçilerin yetişmesinde önemli hizmetleri vardır. Bazı matematikçiler onun kitaplarından ilham almışlardır. 1833 yılında Paris'te ölen Legendre, Abel'in öncülerinden biriydi.


Adrien-Marie Legendre (18 Eylül 1752, Paris - 10 Ocak 1833, Paris), Fransız matematikçidir.

Hayati:Adrien Marie Legendre, 1775 ile 1780 yılları arasında, Paris Askeri okulunda matematik dersleri verdi. 1787 yılında, Paris Gözlemevi ile Greenwich Gözlemevi arasında kurulacak jeodezi bağlantısında görev aldı. Fransız İhtilali sırasında, metre sisteminin kabul edilmesini ve girişilen jeodezi işlemlerinin hazırlıklarına katıldı. Bu fırsatı değerlendirerek, o zamana kadar uygulanan tüm yöntemleri yeniledi. Daha sonra, trigonometri alanında önemli teoremler ileri sürdü. Özellikle küresel üçgeni düzlem olarak düşünüp açılarda bazı düzeltmeler yaparak alanını hesapladı.

1784 yılında, "Gezegenlerin Şekli üstüne" adlı bir inceleme yazısında, kendi adıyla anılan çokterimlileri ortaya attı. 1794 yılında "Geometrinin Temel Bilgileri" adlı eseri yayınlandı. Bu eserde, Öklid postülatını ispatlamak için çok çeşitli ve yeni yollar denedi. Bununla birlikte, Euclidean olmayan geometrilerin ortaya çıkmasıyla, Legendre'nin bulduğu sonuçların geçerliliği yeniden tartışma konusu oldu.

1798 yılında "Sayılar Kuramı" adlı eseri yayınlandı. Bu kitabında, ikinci dereceden kalanların karşıtlığı kanunu gibi ilgi çekici sonuçlar yer alır. Yine de en değerli eseri, 1825 ile 1832 yılları arasında hazırladığı "Eliptik Transandantlar Kuramı" adlı inceleme kitabıdır. Bu eserde, eliptik integrallerden hareket ederek ustaca bir çözümlemeyle bu integralleri kendi adıyla anılan üç şekle indirgemeyi başarmıştır. Legendre'nin bu alandaki araştırmaları daha sonra Abel ve Jacobi'nin çalışmalarıyla tamamlandı. Legendre'nin, kırk yılın üstünde çalışmayla elde ettiği sonuçları, Abel oldukça kısa ve kesin bir yolla elde ediyordu.

Legendre'nin hem matematiğe ve hem de matematikçilerin yetişmesinde önemli hizmetleri vardır. Bazı matematikçiler onun kitaplarından ilham almışlardır. 1833 yılında Paris'te ölen Legendre, Abel'in öncülerinden biriydi.


Alexis Claude Clairaut (3 Mayıs 1713 – 17 Mayıs 1765), Fransız matematikçi. Jeodezi ve gök mekaniği üzerindeki çalışmalarıyla tanınır.

Hayati:Clairaut Paris'te, Jean-Baptiste ve Catherine Clairaut'nun oğlu olarak dünyaya geldi. Babası bir matematikçiydi, ve oğluna çok küçük yaşlarından itibaren sıkı bir matematik eğitimi verdi. Clairaut henüz 13 yaşındayken, kendi keşfettiği dört yeni eğri hakkında bir makale yazdı ve bu makaleyi Fransız Akademisi'ne (Académie Française) sundu. 16 yaşında çift-eğimli eğriler üzerine ayrıntılı bir çalışma yayımladı, ve bu çalışma sayesinde 18 yaşında (1731) Fransız Bilimler Akademisi'ne (Académie des Sciences) kabul edildi. O zamana kadar Akademi'ye kabul edilen en genç üyeydi. Burada Pierre Louis Maupertuis'nin yanında çalışmaya başladı.

1736'da jeodezi araştırmaları için Maupertuis ile beraber bir İskandinavya gezisine çıkan Clairaut, Paris'e döndükten sonra Théorie de la Figure de la Terre (Dünya'nın Şeklinin Teorisi) adlı çalışmasını yayımladı (1743). Bu çalışmasında, daha önce Isaac Newton ve Christiaan Huygens tarafından dile getirilmiş olan, Dünya'nın kutuplardan basık bir küre şeklinde olduğu teorisini doğruladı. Yine aynı çalışmada, bugün Clairaut teoremi diye bilinen teoremi ilk kez kullandı. 1749'da ise Elements d'Algèbre (Cebirin Elemanları) adlı bir cebir kitabı yayımladı.

Daha sonra ilgisini astronomiye çeviren Clairaut, gök mekaniğinde "üç cisim problemi" olarak bilinen meşhur problemle ilgilenmeye başladı. Ay'ın yörüngesini inceleyerek, bu çok zor problem için yaklaşık bir çözüm geliştirdi, ve bu çözümü 1752'de yayımladığı Théorie de la Lune (Ay'ın Teorisi) adlı çalışmada anlattı. 1759 yılında, kendi geliştirdiği teoriyi kullanarak, Halley kuyrukluyıldızının Güneş'e en yakın geçeceği tarihi bir aylık yanılma payıyla hesaplayabildi. Bu başarısı sayesinde büyük üne kavuştu ve St. Petersburg Akademisi tarafından ödüllendirildi.

Clairaut 1765'te Elements de Géometrie (Geometrinin Elemanları) adlı bir çalışma yayımladı, ve aynı yıl içinde hastalanarak 52 yaşında hayata veda etti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://efsane-tmc.forummum.com
TRANCE07
Admin
TRANCE07


Erkek
Mesaj Sayısı : 128
Yaş : 33
Nerden : antalya
Kayıt tarihi : 17/09/08

Ünlü Matematikçilerin Hayatlari Empty
MesajKonu: Geri: Ünlü Matematikçilerin Hayatlari   Ünlü Matematikçilerin Hayatlari Icon_minitimeCuma Eyl. 19, 2008 8:43 pm

Augustin Louis Cauchy, 21 Ağustos 1789 Paris'te; 23 Mayıs 1857 Sceaux'de), Fransız matematikçisi.

İlk büyük Fransız matematikçisi olan Cauchy, 1789’da Paris’te doğdu. 1814 yılında, karmaşık fonksiyonlar kuramını geliştirdi. Bugün, Cauchy teoremi adıyla bilinen ünlü teoremi ifade ederek ispatladı. Bu alanda integraller ve bunların hesaplama yöntemleri yine Cauchy tarafından verildi. Bu sahadaki eseri 1827 yılında basıldı. 1815 yılında, Fermat'ın bir teoreminin ispatını verdi. 1816 yılında sıvılar üzerinde dalgaların yayılmasının kuramını içeren yaptıyla Akademi ödülünü aldı. 1815 yılında Polytechnique’te analiz öğretmeni ve profesör oldu. Sorbonne'a ve College de France'a girdi. Her işte başarılı oluyordu. Akademiye haftada iki çalışma sunuyordu. Geliştirdiği ve yaptığı çalışmaları öğrenmek için Avrupa’nın her yanından matematikçiler geliyordu. 1816 yılında Akademiye başkan seçildi.

1816 yılından itibaren cebir ve mekanik dersleri vermeye başladı. 1830 devriminden sonra bağlılık andını kabul etmediği için görevinden ayrıldı ve Torino'ya giderek kendisi için açılan matematik kürsüsünde çalışmaya başladı. 1833'te Bordeaux Dükü'nün fen eğitimini yönetmek üzere Prag'a çağrıldı. 1838'de Paris'e döndü. Paris Fen Fakültesi matematiksel gökbilim profesörlüğüne atandı ve 1852 yılına dek bu görevine devam etti. Cauchy, arı ve uygulamalı matematiğin bütün bölümleriyle ilgilendi. Ama tarihe çözümleme üstüne yaptığı çalışmalarla geçti. 1821'de yayımlanan Cours d’analyse adlı kitabında çözümlemenin ana ilkelerini gözden geçirdi ve bunları yapıcı bir biçimde eleştirdi; böylece elementer fonksiyonların ve serilerin incelenmesine kesinlik kazandırdı.

Cauchy her şeyden önce, karmaşık bir değişkenin fonksiyonları kuramının yaratıcısıdır. Bu konuda çıkış noktası karmaşık bölgelerde integrallemeydi (1814 - 1830): eğrisel integrali tanımladı, bunun temel özelliklerini kanıtladı ve kalanlar hesabını ortaya attı. İkinci grup çalışmasında (1830 - 1846) fonksiyonların serilere açılımını ve karmaşık diferansiyelleme ya da analitiklik kavramlarını inceledi. Yaptığı cebir çalışmaları (yerine koyma hesabı, determinantlar ve matrisler kuramı, gruplar ve cebirsel genişlemeler kuramının oluşturulması) XIX. yüzyıl tarihsel hareketine, cebirsel yapıların bulunması ve incelenmesi biçiminde geçti. Cauchy mekanik alanında esneklik kuramının matematikle ilgili yönünü düzenledi. Gökbilim hesaplarını kolaylaştırdı ve hatalar kuramını geliştirdi.

Fonksiyonlar kuramında da çok yenilikleri olan Cauchy, Cauchy - Riemann denklemleri, Cauchy teoremi, Cauchy integral formülü ve Cauchy esas değeri buluşları sayılabilir. Bu saydığımız bağıntılar oldukça geniş buluşlardır. Karmaşık analizde çok uygulaması olan çok derin konuları içine almaktadır. İstenildiği kadar da genişletilip ilmin diğer dallarına uygulanabilirliği vardır.


Blaise Pascal, (d. 19 Haziran 1623 – ö. 19 Ağustos 1662). Fransız matematikçi, fizikçi ve düşünür. En bilinen temel eseri Düşünceler'dir.


Pascal (1623-1662) küçük yaşta kendini gösteren bir deha örneğidir. Henüz 12 yaşında iken, hiç geometri bilgisine sahip olmadığı halde daireler ve eşkenar üçgenler çizmeye başlayarak, bir üçgenin iç açılarının toplamının iki dik açıya eşit olduğunu kendi kendisine buldu. Çünkü avukat olan ve matematik ile çok ilgilenen babası, onun Latince ve Yunanca'yı iyice öğrenmeden matematiğe yönelmesini istemediğinden, bütün matematik kitaplarını saklayarak, Pascal'ın bu konu ile ilgilenmesini yasaklamıştı.

Pascal çocukluğunda "geometri neyi inceler?" sorusunu babasına sormuş, o da "doğru biçimde şekiller çizmeyi ve şekillerin kısımları arasındaki ilişkileri inceler" demişti. İşte bu cevaba dayanarak gizli gizli geometri teoremleri kurmaya ve kanıtlamaya başladı. Sonunda babası onun yeteneğini anladı ve ona Eukleides'in Elementler'ini ve Apollonius'un Konikler'ini verdi.


Dil derslerinden arta kalan boş zamanını bu kitapları okuyarak değerlendiren Pascal, 16 yaşında konikler üzerine bir eser yazdı. Bu eserin mükemmelliği karşısında, Descartes bunun Pascal kadar genç bir kimsenin eseri olduğuna inanmakta çok güçlük çekmişti. 19 yaşında, aritmetik işlemlerini mekanik olarak yapan bir hesap makinesi icat etti.

Pascal yalnızca teorik bilimlerde değil, pratik ve deneysel bilimlerde de yetenekli ve orijinal idi. 23 yaşında, Torriçelli'nin (1608-1647) atmosfer basıncı ile ilgili çalışmasını incelemiş ve bir dağa çıkartılan barometredeki civa sütununun düştüğünü, yani yükseklerde hava basıncının azaldığını, civa sütununu hava basıncının tuttuğunu, yoksa Aristotelesçilerin söylediği gibi, tabiatın boşluktan nefret etmesinin rolü olmadığını göstermiştir. Diş ağrısından uyuyamadığı bir gece de rulet oyunu ve sikloid ile ilgili düşünceler üzerinde durmuş ve sikloid eğrisinin özelliklerini keşfetmiştir. Pascal, Fermat ile yazışarak olasılık teorisini kurmuş ve bir binom açılımında katsayıları vermiştir. "Pascal Üçgeni"nin keşfi de ona aittir. 25 yaşında iken kendisini felsefi ve dini düşüncelere adamıştır. Sağlığı çok bozuktu ve 39 yaşında iken Paris'de öldü.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://efsane-tmc.forummum.com
TRANCE07
Admin
TRANCE07


Erkek
Mesaj Sayısı : 128
Yaş : 33
Nerden : antalya
Kayıt tarihi : 17/09/08

Ünlü Matematikçilerin Hayatlari Empty
MesajKonu: Geri: Ünlü Matematikçilerin Hayatlari   Ünlü Matematikçilerin Hayatlari Icon_minitimeCuma Eyl. 19, 2008 8:43 pm

Isidore Marie Auguste François Xavier Comte, kısaca Auguste Comte (17 Şubat 1798 - 5 Eylül 1857), Fransız sosyolog, matematikçi ve filozoftur. Sosyolojinin babası olarak tanımlanabilir.

Fransa'nın Montpellier kentinde doğdu. Katolik bir aileden gelen Comte, ailenin üç çocuğundan biriydi. Babası vergi dairesinde memur, annesi ise ev hanımıydı.

Auguste Comte, sosyoloji ismini öne süren ilk sosyologtur. "Sosyoloji neden diğer bilim dalları gibi bir dal olmasın" tezini savunarak sosyolojinin temelini o zamanlarda attı. Ayrıca felsefede pozitif düşünce üzerine de çalışıyordu. Daha sonraları fizik, gökbilim ve kimya ile de uğraştı. Ayrıca Comte yaşadığı çağda altı bilimden sözetmiştir: Fizik, Matematik, Kimya, Biyoloji, Sosyoloji ve Astronomi'dir. Sosyolojiyi bunların üstünde görmüştür.

Sosyolog yönüyle Auguste Comte:
Fransız Devriminden hemen sonra doğduğu için -Sosyoloji alanındaki- çalışmaları Fransız Devrimine ve Aydınlanma Düşüncesine bir tepki niteliğindediinsanlık dinini kurmayı deneyen,pozivitizmin sahte peygamberi comte.fransız filozofudur.veznedar bir babanın ve dindar bir annenin oğlu diye bilinir.dokuz yaşında doğduğu şehrin kolejine girer ve keskin zekası sayesinde parlak bir talebe olur.ondört yaşında iken birtakım nedenlerden dolayı ailesinden ayrılır ve katı bir cumhuriyetçi olur.ayrıca disiplin ve otoriteden nefret eder.henüz 16 yaşındayken pariste politeknik okulunun giriş sınavlarını kazanır.matamatikte çok iyi olmasına borçludur bunu.bu okulda çeşitli fikir adamlarının kitaplarıyla ilgilenir.ailesi istememesine rağmen parise dönüp biyolojiyle ilgilenir.saint simon la tanışıp yedi yıl arkadaşlık ve çıraklık eder.fakat hocasının itahat ettirmek isteği,comte`ninse disiplinsiz ve kendi büyüklüğüne fazlasıyla inanmış olması ikilinin yollarını ayırır.comte zayıf ve bedbaht biriydi diye söylenir.bir sokak kadınıyla evlenmesi ve onu boşuboşuna yola getirmeye çalışması devamlı geçimsizlik ve kavgaya neden olur aralarında.comte geçimini sağlamak için`pozitif felsefe dersleri`vermeye başlar.ona göre gerçeğin ölçüsü,metafizikten mahrum oluşuydu.yani tecrübe ile ıspat olunmayan hiçbirşeye inanılmamalıydı.yıllarca karısıyla gelgitli bir hayat yaşaması ve aşırı derecede okuması dolayısıyla gelgitler yaşamaya başladı.yedi ay akıl hastahanesinde tedavi gören comte karısının isteğiyle çıkarıldı.ama kendine gelmesi bir yıl sürdü ve tekrar ders vermeye başladı.ama karısı beş yıl sonra kendisini terketti ama yıllarca mektuplaştılar.1945 yılında kocası müebbet hapse mahkum olmuş bir kadına aşık olurartık zenginlerden aldığı yardımlarla yaşar ve çevresindeki insanlara karşı çok kırıcı bir hal takınır.o zamanın kanunlarına göre boşanmak mümkün olmadığı için evlenemez fakat bu kadına deli gibi aşık olur.bir yılda 180 nin üzerinde mektup yazar bu kadına fakat kadın bir yıl sonra veremden ölür.artık büsbütün bu platonik duyguya kaptırır kendini.1849-1850 yıllarında comte`de belli başlı fikirler dallanıp budaklanır ve bazı garip teşebbüslere girşir.pozitif bir din kurar.insanlık dini.hatta rus çarına ve osmanlı sadrazamına mektup yazarak onları bu dine davet eder.comte artık peygamberdir ve dininin esaslarını belirler.hatta şeytan yerine napolyona lanet etmeye vaaz eder.ernest renan comte`den söz ederken`200 yıldan beri birçok bilim adamının kendisi kadar görüp anladıkları gerçekleri kötü bir fransızcayla anlattığı için comte`a büyük adam denilmesi beni kızdırıyor`der.zihin çöküntüsü ve his dalgalanmaları yoğunlaşır ,kurduğu pozitf sisteme tamamıyla ters bir hareketle mistik ve metavizik olduğu kadar da garip bir din kuran comte5eylül1987 günü,insanlığın sembolü ve temsilcisi sayıp`ulu varlık`adını verdiği veremden ölen sevgilisinin masasının önündeki son merasimini yaparken ölür.r. Sosyolojiyi Sosyal Statik ve Sosyal Dinamik olmak üzere ikiye ayırır. Sosyal Statik; bir toplumdaki düzeni ve durağanlığı incelediği için bir düzen kuramıdır. Sosyal Dinamik ise, değişme ile ilgili olduğu için bir ilerleme kuramıdır. Comte evrimcidir. Tarihi bir ilerleme süreci olarak görür yani iyimserdir. Comte' un üç hal ya da üç durum yasası vardır.
Bunlar:
a) Teolojik ya da hayali hal,
b) Metafizik ya da soyut hal,
c) Pozitivistya da bilimsel haldir.


Pierre Maurice Marie Duhem, 1861-1916. Fransız matematikçi, fizikçi ve felsefeci. Formel bir bilimsel kuram anlayışı geliştirmiş olan Duhem, bilimsel bir kuramın, bize deneyin gelecekteki seyrini önceden kestirme olanağı veren yararlı bir kalkül olduğunu, fakat öğelerinin dış dünyada hiçbir şeye karşılık gelmediğini ya da hiçbir şeye referansta bulunmadığını iddia etmiştir.



Gaspard Monge, comte de Péluse 10 Mayıs 1746 Beaune'de doğdu; 28 Temmuz 1818 Paris'de öldü; 19. yüzyıl Fransız matematikçi. Tasarı geometrinin kurucusudur.

Hayati:Fransa'nın Cote-d'Or eyaletinde bulunan Beaune kasabasında 10 Mayıs 1746 tarihinde dünyaya gelmiştir. Babası seyyar satıcı ve bileyici Jacques Monge'dir. Pek mütevazı bir ailenin çocuğu olan Monge, yardımsever hemşehrilerinin himayesinde büyüyüp özen gördü.

Önceleri, doğduğu şehrin oratoryomunda okudu. 18 yaşında iken, 1764 yılında Mezieres askeri okuluna girdi. Rahip Bossout'un yanında matematik okutmanı oldu. (1766). 1768 yılında matematik kürsüsüne, 1771 yılında ise fizik kürsüsüne getirildi. 1780 de Louvre'de hidrodinamik dersleri vermek üzere Turgot tarafından Paris'e çağrıldı. Kısa bir süre sonra, Bilimler Akademisine, 1783'te de Donanmaya girdi. Fransız Devriminin ateşli bir taraftarı idi. 10 Ağustos'tan 1793 nisanına kadar Donanma Bakanlığı yaptı. Daha sonra Baruthane ve top dökümhanesini düzene soktu. Ecole Normale'nin kurulmasına büyük katkıda bulundu ve bu okulda tasarı geometri okuttu. Bir müddet sonra da, École Polytechnique'i kurdu ve burada yüzeyler teorisi üzerine dersler verdi.

İlerleyerek, devrinin matematik öğrenimine önemli katkılarda bulundu. Tasarı geometrinin kurucusu olarak büyük matematikçiler arasında yer aldı. Analizin geometrik uygulamaları üzerinde araştırmalar da yaptı.

Büyük ihtilal döneminde -hocalığı terk etmeyerek- Bakanlık görevine getirildi (1792). Yüksek Öğretmen Okulu profesörü (1794) olarak, tasarı geometri dersleri verdi. Napolyon Bonapart'la birlikte, Mısır seferine katılarak, Kahire de kurulan Enstitüyü başkan sıfatıyla idare etti. Daha sonra Peluse harabelerinde yapılan kazıları ve bilimsel araştırmaları yürüttü ve Mısır Enstitüsü başkanlığına tayin edildi. Fransa'ya dönünce, École Polytechnique'deki derslerine yeniden başladı.

İmparatorluk döneminde senatör oldu ve kendisine Péluse Comte´i payesi verildi. Fakat krallık rejiminin yeniden kurulmasıyla bütün resmi ve akademik görevleriyle birlikte bu unvanı da kaldırıldı, enstitü üyeliğine de son verildi. Bilhassa Politeknik Okulundaki kürsüsünün de elinden alınmasına son derece üzülerek, ruhi bunalım içine düştü ve bu sarsıntı sonucu, 1818 yılında Paris'te hayata gözlerini kapadı.

İlmi Kişiliği:Monge'ın çalışmaları; 19. yüzyılda, geometri ile ilgili yeni incelemelere yol açmıştır. Mühendis ve matematikçi olarak; özellikle, matematiğin pratik uygulamaları ile meşgul olmuştur. Matematik araştırmalarını hem geometri, hem de analitik açıdan yönlendirmiştir.

Monge'nin matematikle ilgili çalışmalarını aşağıdaki gibi özetleyerek belirtmek mümkündür.

Mimarlık planı ilkelerini bilimsel bir uygulama alanı olarak, bazı cisim problemlerini çözerken, daha 1768 de düşündüğü tasarı geometriyi kurmuş ve sistemleştirmiştir.

1800 de yayımladığı mühendislik ve inceleme kitabında, mühendislik ve mimarlık sanatının uygulamalarından başka, bu yeni bilimin, saf geometri için metot kaynağı olduğunu, bazı elemanların sanal olması halinde bile bu metotların geçerli olacağını gösterdi.

Daha önce açıklanması hükümet tarafından (milli savunma gerekçesiyle) yasaklandığı için, ancak 1800'lerde yayınlanma imkanına kavuştuğu bu yeni -geometrik uygulamalı- metodu içeren eseri Tasarı geometri kitabnın, geometri öğretim programlarına göre hazırlanmış kitaplardan temelde hiçbir farkı yoktur. İki projeksiyon (irtisam) düzlemi vardır, gölge çizgileri belirlidir ve kotlu geometri bölümüne de yer vermiştir.

Analitik geometri üzerinde çalışmalarıyla, bu matematik dalının da sistemleştirilmesine büyük katkıları olmuştur.

Üç boyutlu analitik geometri ile ilgili en önemli teorileri de Monge'a borçluyuz. 1805 de yayınlanan "Cebrin Geometriye Tatbikatı" adlı kitabında, bu konudaki çalışma ve araştırmalarını toplayarak açıklamıştır.

Monge'ye göre; Analitik işlemleriyle geometri işlemleri arasında sıkı bir bağlantı vardır. Uzay içinde tasarlanabilen bütün hareketler denklemler halinde yazılabilir. Buna karşılık her bir analitik operasyon (işlem) da geometrik alanda bir hareketle gösterilebilir. Bunun gibi, cebirsel bir özelliğin bir yüzey ailesini belirlemesine mukabil, ortak bir geometrik özelliğe sahip bulunan yüzeyler de, aynı kısmi türevli denklemi tahmin ederler.

Cebirsel bir özellik, bir yüzeyler ailesini tanımlar ve buna karşılık ortak geometrik özellikleri olan yüzeyle, kısmi türevli aynı denklemi sağlar. Monge, o zamana kadar anlamsız kabul edilen, tamlık şartını doğrulamayan toplam diferansiyelli denklemlerin geometrik anlamını gösterdi. Monge'un etkisi verdiği dersler sonucu ortaya çıkmıştır.

Diferansiyel Geometriyi de yine aynı anlayış içinde ilerletmiştir.

Monge, bunlardan başka, integral alınabilme şartını tatmin etmeyen ve o zamana kadar herhangi bir anlamdan yoksun oldukları kabul edilen "Total Diferansiyelli denklemlerin" de geometrik anlamlarını belirlemiştir.

Monge; Descartes ve Euler gibi eski dönem matematikçilerinin izleyicisi olduğu gibi, yeni bir ekol kurucusu olarak da, birçok 19. ve 20. yy. matematikçileri de onu izlemiştir. Bu matematikçiler arasında özellikle Charles Dupin'i, Lazare Carnot'u, Poncelet'yi ve -matematik tarihi ile ilgili eserleri dolayısıyla geniş bir ün kazanmış olan Dupin'i belirtmek gerekir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://efsane-tmc.forummum.com
TRANCE07
Admin
TRANCE07


Erkek
Mesaj Sayısı : 128
Yaş : 33
Nerden : antalya
Kayıt tarihi : 17/09/08

Ünlü Matematikçilerin Hayatlari Empty
MesajKonu: Geri: Ünlü Matematikçilerin Hayatlari   Ünlü Matematikçilerin Hayatlari Icon_minitimeCuma Eyl. 19, 2008 8:43 pm

Henri Léon Lebesgue (28 Haziran 1875 Beauvais'de doğdu; 26 Temmuz 1941 Paris'de öldü), Fransız matematikçi.

Çok iyi bir öğrenim gördü ve 1897 yılında Paris Üniversitesinden Ph.D. diplomasını aldı. Bu doktorası üzerinde bir söylenti de vardır. Dirichlet fonksiyonunun Riemann anlamında integralinin olmadığı o çağlarda biliniyordu. Hatırlanırsa, rasyonel noktalarda bir ve irrasyonel noktalarda sıfır değerini alan fonksiyon, matematikte Dirichlet fonksiyonu adıyla bilinir. Lebesgue, bu Dirichlet fonksiyonunu integralleyebilecek bir integral tanımı getirebilir miyim diye düşündü. Riemann integralinin tersine, bölüntüyü x ekseni üzerinde değil de y ekseni üzerinde aldı. Bunda başarılı oldu. Bu getirdiği integral yöntemine de Lebesgue integrali adını verdi. Böylece, analize yeni ufuklar açtı.

1906 ile 1910 yılları arasında Potiers Fen Fakültesinde öğretim yaşamını sürdürdü. 1910 ile 1919 yılları arasında öğretim görevliliği yaptı. 1921 ile 1931 yılları arasında Paris Fen Fakültesinde çalıştı.

Lebesgue, Fransa'da matematik alanında büyük bir çağın en seçkin önderlerindendi. Analiz çalışmalarının hemen hemen tümü gerçel değişkenli fonksiyonlar kuramıyla ilgilidir. Özellikle, integral kavramının Lebesgue integrali denilen bir genişlemesini ona borçluyuz. Lebesgue'in integral tanımına göre, bazı fonksiyonların Riemann anlamında integrali olmadığı halde, Lebesgue integrali vardır. Buna en güzel örnekte, ünlü Dirichlet fonksiyonudur. İntegralin bu genelleştirilmiş kavramı matematikte en çok uygulama alanı bulan bir yenilik olmuştur. Çağımızda da halen bu kuram tüm canlılığıyla yürütülmektedir. Bu kuram artık analizin temel dersidir. Analizci herkes önce bu konuları öğrenir. İleri araştırmalar için gereklidir.

Şüphesiz, Lebesgue integralinin anlaşılması hemen kolay bir kuram da değildir. Bunun için önce Lebesgue ölçümü kuramını geliştirmek gerekir. Bu nedenle, Lebesgue önce Lebesgue ölçümünü geliştirdi. Burada, kümelerin ölçülebilmeleri ve fonksiyonların ölçülebilmeleri kavramlarını getirdi. Bundan sonra, kendi adıyla anılan ünlü Lebesgue integralini oluşturdu. Bu konuda hazırladığı teze, jüri üyelerinin önce itiraz ettiği, sonra doktora yöneticisinin ricasıyla, "Bu öğrenci çok zeki ve bana düşündürücü sorular sorar", diyerek onları razı ettiği söylenir. Bu söylenti doğru da olsa yanlışta olsa; Lebesgue tarafından bu çalışma yayınlandığında, bu buluş, tüm dünyada bir bomba gibi patlamış ve tüm matematikçileri bu sahada çalışmaya ve yeni yeni buluşları gerçekleştirmeye yöneltmiştir. Bu kuramın çok geniş bir biçimde meyveleri alınmıştır. Oldukça uygulama alanları bulmuş ve sürekli genelleştirmeleri yapılmıştır. Artık bu kuram analizin kaçınılmaz bir aleti durumuna getirilmiştir. Bunun ötesinde, matematiğin diğer dallarına da yeni ufuklar açarak, onların gelişmesini sağlamıştır.

Lebesgue, ünlü olduktan sonra, birçok üniversitede dersler vermiştir. 1921 yılında College de France'ta profesör olmuştur. Lebesgue'in çok parlak ve yaratıcı bir matematik kafası vardır. Ülkesi içinde ve tüm dünyada oldukça şereflendirilmiş, ödüllendirilmiş ve çok mesut bir evlilik yapmış biriydi. Bugün, integral kuramının kurucusu olarak tüm dünya onu kabul eder. Bu kuramda ve analizde çok sayıda buluşları vardır. Çalışmalarının tüm ürünlerini almış ve kuramının tutulup ne kadar ileri götürüldüğünü gören mutlu matematikçilerden biridir. 26 Temmuz 1941 günü altmış altı yaşındayken Paris'te öldü.


Henri Poincaré 29 Nisan 1854 Nans'de doğdu, 17 Temmuz 1912 Paris'de öldü. Fransız matematikçi ve fizikçi.

1881 yılında ölümüne dek Sorbonne Üniversitesi'nde profesörlük görevinde bulundu. Poincaré, her yıl çok değişik konularda çok parlak dersler vermiştir; bunlar arasında, potansiyel kuramı, ışık, elektrik, ısının iletilmesi, elektromagnetizma, hidrodinamik, gök mekaniği, termodinamik gibi matematiksel fizik konuları ile olasılık teorsisi gibi matematik konuları bulunmaktadır.

Poincaré vermiş olduğu derslerin yanı sıra, yazmış olduğu çok sayıdaki yapıtla da etkili olmuştur. Türkçe'ye de çevrilen "Bilimin Değeri" ve "Bilim ve Varsayım" gibi bilim felsefesiyle ilgili kitapları bunlardan sadece birkaçıdır. Ayrıca otomorfik ve Fuchs fonksiyonları, diferansiyel denklemler, topoloji ve matematiğin temelleri hakkında makaleler yayımlamış, diferansiyel denklemlerin çözümü için genel bir yöntem bulmuştur. Matematiğin temelleriyle ilgili olarak, matematiksel düşünmenin gerçek aracının matematiksel indüksiyon olduğunu düşünmüş ve bu yöntemin sezgisel olarak daha basit bir yönteme indirgenebileceğine ihtimal vermemiştir.

Newton, matematik astronomiye çok sayıda problem getirmişti. Euler, Lagrange ve Laplace bu alanda çok ileri adımlar attılar. Bu matematikçiler ulaşılmaz devler gibi görülüyorlardı. Cauchy, karmaşık fonksiyonlar kuramını geliştirince, Poincaré'ye bir silah depo kalmıştı. İşte bu kuvvetli silahlarla gök mekaniği Poincaré gibi dev bir matematikçiyi bulmuştu. Böylece, matematik astronomi son şeklini Poincaré ile buldu. Bu alandaki en büyük başarısını 1889 yılında üç cisim problemiyle elde etti. İsveç Kralı II. Oscar, n cisim problemini yarışmaya sundu. Poincaré bu n cisim problemini çözemedi. Fakat, Weierstrass, Hermite ve Mittag-Leffler'in de bulunduğu jüri, dinamikteki diferansiyel denklemlerin genel tartışması ve üç cisim problemi üzerindeki denemesi nedeniyle bu ödül Poincaré'ye verildi. 2500 kronluk ödülü Poincaré aldı ve Fransa da İsveç Kralından aşağı kalmamak için ona Fransızların büyük bir rütbesini verdi.

Poincaré gök mekaniği ile de ilgilenmiş, özellikle Üç Cisim Problemi üzerinde durmuştur. Bu alanla ilgili olan ıraksak serileri incelemiş, Asimptot Açılımları Kuramını geliştirmiş, yörüngelerin düzenliliği ve gök cisimlerinin biçimleri gibi konularla ilgilenmiştir. Aynı konular Laplace'ın da ilgi alanı içine girmektedir; ancak Poincaré her yönüyle özgündür. Görelilik, kozmogoni, olasılık ve topolojiyle ilgili modern kuramların hepsi Poincaré'nin araştırmalarından oldukça etkilenmiştir.


Jacques Alexandre César Charles (d. 11 Aralık 1746 - ö. 7 Nisan 1823), Fransız mucit, bilimadamı, matematikçi ve baloncu.

Charles, Beaugency-sur-Loire'da doğmuş ve balonla ilk uçuşunu da 27 Ağustos, 1783'te yapmıştır; 1 Aralık, 1783'te, Ainé Roberts'le birlikte, La Charlière adını verdiği balonuyla 550 metreye yükselmişlerdir. Birçok kullanışlı cihaz icat etmiştir: bir tür hidrometre ve goniometre. Ayrıca Gravesand heliostat'ını ve Fahrenheit aerometresini de geliştirmiştir. Ayrıca, Benjamin Franklin'in elektrik deneylerini de onaylamıştır.

1783 civarlarında Charles yasasını icat etmiştir. Daha sonra, Joseph-Louis Gay-Lussac, bu bulgulardan yararlanmıştır. Aslında Charles yasasını ilk basan insan Gay-Lussac'tır. Ancak, Charles'ın yayımlanmamış işlerinden bu yasayı yayınladığı için, yasa, Charles'ın adıyla anılır.

Charles, 1793'te, hem Institut Royal de France 'a, hem de Académie des sciences 'a seçilmiştir. Daha sonra da, Conservatoire des Arts et Métiers 'de fizik profesörlüğü yapmıştır. Charles, 7 Nisan 1823'te, Paris'te ölmüştür.

Jean Baptiste Joseph Fourier, (d. 21 Mart 1768, Auxerre-Fransa – ö. 16 Mayıs 1830, Paris). Fransız matematikçi ve fizikçi.

Bir terzinin oğlu olarak dünyaya gelen Jean Babtiste Joseph Fourier, henüz dokuz yaşındayken hem annesini ve hem de babasını yitirince Auxerre'deki askeri okula gönderildi. Fourier kendisini bu okulda çok iyi bir şekilde yetiştirdi. On iki yaşındayken yazdığı dini yazıları, Paris kiliselerinde okunuyor ve benimseniyordu. Güç beğenen, titiz, inatçı, hırçın, sert bir karakteri vardı. Fourier, Saint-Benoit manastırına gitti. Subay olmayı istemesine karşın terzi oğluna subaylık diploması verilmediğinden, askeri papaz olmayı seçmişti. Eski arkadaşları Fourier'yi Auxerre'e çağırdılar ve onu matematik öğretmeni olması yönünde ikna ettiler. 1789'da ihtilal patlak verdiğinde yirmi bir yaşında idi ve denklemlerin sayısal çözümüne ait bir çalışmayı Akademiye sunuyordu.

Fourier, Ecole Normale'in matematik kürsüsüne öğretmen olarak atandı. Fourier, 1787 ile 1794 yıllarını orta dereceli okullarda öğretmenlik yaparak geçirdi. Fransız devrimi sırasında önemli görevler aldı. 1794'de bir ara hapse girdi. Hapisten çıktıktan sonra, Ecole Normale'de ve École Polytechnique'te matematik öğretmenliği yaptı. Denklemler kuramı ve uygulamalı matematikte bazı araştırmalarda bulundu. Fourier serilerini ve Fourier analizini oluşturdu.

1798 yılında Napolyon Mısır'a giderken, Fourier'yi de yanına aldı ve onu bilim heyetinin başına atadı. Yukarı Mısır'da araştırma yapma, kayıtları, yazıları inceleme ve tapınaklarda araştırma yapmalarını istedi. 1801 yılında Mısır'dan Fransa'ya dönen Fourier'ye Napolyon tarafından yöneticilik görevleri verildi. 1803 yılında Baron unvanını aldı. Isı taşınımının matematiksel esasları üzerine araştırmalar yaptı. En önemli çalışması "Isının Analitik Kuramı" adlı yapıtıdır. Bu yapıtı 1807 yılında Akademiye sundu. Eser çok tartışıldı ve beğenilmedi. 1812 yılındaki ödül için başka bir çalışma sunması istendi. Fourier bu ödülü aldı. Fakat daha önce sunduğu çalışmasının dönmesine çok kırıldı. Onun tartışmasız olan eseri, halen yaşayan Fourier analizidir. 1807 yılında kaleme aldığı eseri nihayet 1822 yılında yayımlandı. Fourier'nin ısı iletimi konusundaki araştırmalarının, fizik ve matematiğin gelişimine büyük katkıları olmuştur.

İktidarların sürekli el değiştirmesi ve karşılıklı ihtilaller Fourier'yi güç durumlara soktu. Bu çalkantılı dönemlerden sonra eşyalarını rehine verecek kadar kötü durumlara düştü. İstatistik Bürosuna müdür olarak atandı. 1816 yılında Akademiye üye seçilmesine hükümet karşı koydu. Ancak ertesi yıl üye seçilebildi.

16 Mayıs 1830'da bir kalp hastalığından (bazılarına göre de damar çatlamasından) öldü.


Lazare Nicolas Marguerite Carnot (d. 13 Mayıs 1753 - ö. 2 Ağustos 1823) Askeri mühendis ve Fransız ihtilalinin büyük bir kumandanı olarak da ün kazanmış bir matematikçidir. Mekanik Denge ve Hareket Hallerinin Temel Prensipleri adlı eseri başlıca bilim ürünlerindendir (1803). Makinelerle ilgili değerli görüşleri arasında, hızların ani değişiminin sonucu olan zinde kuvveti kaybı ile ilgili olarak : "Kuvvetten kazanma karşılığında daima, ya zaman ya da hız kaybı olur" prensibini ileri sürmüştür. Genevre'de yayınladığı "İnfinitezimal hesap üzerine düşünceler" adlı eseriyle, hayatının son günlerinde yazdığı "Transversaller Üzerine Deneme" ile "Konumlar Geometrisi" adlı yayınları da ilgili çekicidir. Carnot, bir cebir denklemine ait köklerin geometrik anlamları üzerinde de araştırma ve çalışmalarda bulunmuştur.Şunu da belirtelimki, geometrik şekillerle ilgili problemlerde -bugün artık bütün matematikçiler tarafından kabullenmiş bulunan- (I) ve (-) işaretlerinin kullanılmasını usulünü Carnot'a borçluyuz. Zıt yönlü doğru parçaları ve açılar için bu tür bir işaretleme yapılması, şekillerin her çeşit halleri için uygulanabilir formüller elde edilmesi sonucunu doğurmuş, kolaylık sağlamıştır. Bu tür yönlü kemiyetlerle (kuvvet, hız, ivme gibi) vektörel büyüklükler denildiği ve özellikle fizikte böyle bir ayırım yapılmasının zorunlu olduğu bilinmektedir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://efsane-tmc.forummum.com
 
Ünlü Matematikçilerin Hayatlari
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
En Kral TM/C :: EĞİTİM- ÖĞRETİM :: DERS-KONU-ÖDEV PAYLAŞIMLARI-
Buraya geçin: